Toplumun ifsadına yol açan her türlü sapkınlığın karşısındayız

toplumun-ifsadina-yol-acan-her-turlu-sapkinligin-karsisindayiz-27042010

Toplumun ifsadına yol açan her türlü sapkınlığın karşısındayız

Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) Başkanı Mehmet Develioğlu, geçtiğimiz Cuma günü Hacı Bayram Veli Camii’nde verdiği hutbe sebebiyle belirli kesimlerin eleştirilerine maruz bırakılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'a destek açıklamasında bulundu

 

Develioğlu açıklamasında şunları kaydetti:

Geçtiğimiz Cuma günü Hacı Bayram Veli Camii’nde temsili Cuma namazı kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, hutbesinin bir bölümünde İslam’da korunması esas olan beş temel meseleyi hatırlatarak, “Ey insanlar! Canımıza, aklımıza, inancımıza, malımıza ve neslimize zarar veren şeylerden uzak duralım” çağrısında bulunmuş; eşcinsellik, zina, gayrı meşru hayat ve her türlü fuhşiyatın toplumlarda çeşitli sorunlara yol açtığına değinmiş ve “Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim." ifadelerini kullanarak erdemli bir öğütte bulunmuştur.

 

Bu ifadeler üzerine Ankara İnsan Hakları Derneği, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hakkında türlü sapkınlıkları ile, LGBT'lilere yönelik nefret söyleminde bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş ve görevden alınması çağrısı yapmıştır. Aynı şekilde Ankara Barosu yaptığı basın açıklamasında Sn. Ali Erbaş nezdinde İslam’ı ve hükümlerini çağ dışı olarak nitelendirmiş, sahip olduğumuz değerlere saygısızca ağır ithamlarda bulunmuştur.

 

Allah-u Teâlâ bütün canlıların erkekli-dişili çiftler halinde yaratılmış olmalarını Kur’an-ı Kerim’de haber vermiş ve insan soyunun devamlılığının sağlanmasındaki hikmetin de bu olduğunu bildirmiştir. İnsanlar ise zaman zaman bu hikmete karşı kulaklarını tıkamışlardır. Bu durumun en çarpıcı örneği olarak lanetlenmiş Lut kavminin durumu, yine Rabbimiz tarafından hikmetle öğüt almamız için bizlere iletilmiştir. Lut kavminin durumu bizlere göstermiştir ki, herhangi bir toplumda değer ölçülerinin altüst olması, o toplumda cinsel sapkınlık gibi bir takım psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına ve toplum içinde yayılmasına yol açar. İşte cinsel sapkınlık insan fıtratı ve toplum değerlerine savaş açan bir nitelikte olduğu için, yayıldığı toplumlarda adeta toprağın verimini alır gibi toplumları fesada sürükleyecek ve nesli çürütecek bir yapıya sahiptir. Bu özelliği itibariyle de ahlak kavramıyla taban tabana zıtlık içindedir.

 

Özellikle son dönemlerde sadece Türkiye’de değil dünyada da fıtrat dışı eğilimler artmış ve bu durumu benimseyip fıtratlarına savaş açmış olan insanlar bütün çirkeflikleriyle her seferinde İslam’a ve Müslümanlara saldırmaya devam etmişlerdir. Bununla beraber durumlarını normalleştirmek ve yaygınlaştırmak için gerek diziler, filmler ve reklamlarla gerekse nefret karşısında “sevgi kazanacak” naraları atarak hayatlarımızın içine kadar girmişleridir. Aynı şekilde 2011 yılından beri gündemimizde olan ve son zamanlarda varlığı somut olarak daha da hissettirilen İstanbul Sözleşmesi de; kültür, örf, adet ve geleneklerimize yanlı bakışıyla, cinsel yönelim ve cinsel kimlik kavramlarını meşrulaştırmasıyla, Rabb’imizin emrettiği şekilde eşler arasındaki arabuluculuğu yasaklamasıyla ve en önemlisi aile kavramımızı temelinden sarsmasıyla İslam’a ve Müslümanlara savaş açmış bu kesimin söylemlerine çanak tutmaktadır. Bugün Türkiye’de en çok, toplumu fesada sürükleyen kesimler tarafından İstanbul Sözleşmesinin savunulduğu görülmektedir.

 

Biz UTESAV olarak, Müslümanları erdemli bir mücadeleye çağıran Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ı desteklediğimizi belirtmek istiyoruz. Hiçbir Müslümanın toplumsal ifsada yol açan, nesli çürüten zina, eşcinsellik, gayrı meşru hayat, nikahsız yaşama ve her türlü fuhşiyatı destekleyecek bir konumda olmadıklarını ifade etmek istiyoruz.

 

İslam dini, çağlar öncesinden seslenen tarihe gömülmüş bir ses değil, aksine evrensel değerleriyle çağa seslenen ve tarihe yön veren bir dindir. Allah’ın hükümlerini bugün insanlara bildirmek ise suç değil, aksine bütün Müslümanların üzerine düşen ilahi bir sorumluluktur.


Hibya Haber Ajansı